top of page
Av. Arda Aşık

Enjeksiyon Hafife Alınmamalıdır

Güncelleme tarihi: 23 Ara 2020

Sağlık çalışanları tarafından enjeksiyon uygulamaları hafife alınıp uygulamada sıkça tıbbi standartlara riayet edilmez. Birinci basamak sağlık hizmeti sunan aile hekimleri tarafından aydınlatılmış onam alınmamakta, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan hastanelerde de enjeksiyon uygulaması genellikle işin uzmanı olmayan sağlık çalışanları marifeti ile yapılmaktadır.


Hasta Hakları Yönetmeliği uyarınca hastalara yapılacak her türlü tıbbi uygulama hakkında mutlaka aydınlatılmış onam alınması zorunludur. Aydınlatılmış onam alınması hekim tarafından yapılacak tıbbi müdahaleler için bir hukuka uygunlu nedenidir. Bu nedenle tıbbi uygulama sonucu hastada herhangi bir zarar doğmasa dahi sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen uygulama hukuka aykırı kalır. Acil müdahale ya da aydınlatılmış onam alınmasının mümkün olmadığı istisna haller mutlaka saklıdır.


Enjeksiyon uygulamaları sağlık personeli tarafından kolay, hızlı ve genel bir uygulamadan ibaret olması nedeni ile enjeksiyon uygulanacak hastanın aydınlatılması ve hastadan aydınlatılmış onam alınması angarya olarak gelmektedir. Oysa ki Hatsa Hakları Yönetmeliği uyarınca aydınlatılmış onam bir hukuka uygunluk şartı olmasının yanı sıra hastanın enjeksiyon uygulamasının olası komplikasyonlarını bilmesi kendisinden beklenemeyeceğinden tedaviyi reddetme hakkı da dahil olmak üzere haklarını kullanabilmek adına uygulamanın olası sonuçlarını bilmesi gereklidir.


Nitekim Yargıtay tarafından verilen bir kararda hastaya yapılan enjeksiyon uygulaması sonrası meydana gelen yeni rahatsızlıkların her ne kadar komplikasyon niteliğinde kalması nedeni ile hekimin sorumluluğunun doğmaması gerekse de hukuka uygunluk şartı olan aydınlatılmış onam alınmaması durumunda hekimin gerçekleşen komplikasyon nedeni ile de sorumlu tutulması gerektiğine karar verilmiştir. Yüksek Mahkeme tarafından aydınlatılmış onamın ispat yükümlülüğünün de yine hastayı uygulanacak tıbbi uygulamanın olası sonuçları hakkında aydınlatmış olduğunu ve hastanın buna rıza göstermiş olduğunu iddia eden hekim ya da hastane üzerinde olduğu da açıklanmıştır.


Gerçekten de sağlık personelinin tıbbi uygulamanın olası sonuçlarından olan komplikasyonlarından sorumlu tutulması hukuken olanaklı değil ise de bu sonuca ulaşabilmek için hastanın öncelikle tıbbi uygulamanın olası sonuçları hakkında ayrıntılı bilgilendirilerek yapılacak tıbbi uygulamaya rıza vermesi gereklidir. Zira daha önce belirttiğimiz gibi aydınlatılmış onam, yapılacak tıbbi uygulamanın hukuka uygunluk şartıdır.


Danıştay tarafından verilen bir başka kararda, hastanın Devlet Hastanesinde yapılan enjeksiyon sonucunda sağ bacağında meydana gelen incelme nedeni ile açılan tazminat davası hakkında, doktor tarafından düzenlenen enjeksiyon (IM) uygulamasının yetkili bir sağlık personelince veya onun gözetimi ve denetimi altında yapılması gerekirken, bu uygulamanın denetim ve gözetim altında olmaksızın stajyer öğrenci tarafından yapılması ve yine uygulamayı yapan kişinin tespit edilememiş olması, sunulan sağlık hizmetinin özensiz ve denetimsiz biçimde kusurlu olarak işletildiğini gösterdiğini belirtmiştir. Yüksek Mahkeme tarafından hastada oluşan incelmenin, enjeksiyon uygulamasının olası sonuçlarından olduğu ve gelişen komplikasyon nedeni ile idarenin sorumluluğunun doğmaması gerekse de işin ehli uzmanı tarafından uygulamanın gerçekleştirilmemiş olmasının sağlık hizmetinin işletilmesinde bir kusur olduğu vurgulanmıştır.


Yüksek Mahkemenin kararlarında vurgulamış olduğu üzere, hekimlerin tıbbi uygulamalarda hasta haklarına riayet etmeleri kendi sorumluluklarını ortadan kaldırması nedeni ile önemlidir. Gerçekleştirilen tıbbi uygulamanın enjeksiyon ya da ameliyat olmasının herhangi bir önemi olmadan yapılacak tüm tıbbi uygulamalarda yasanın aradığı şartların sağlanması bir zorunluluktur.

57 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page