top of page
Av. Hülya Bayraktar

Limited Şirketlerde Iskat Usulü

Güncelleme tarihi: 26 Ara 2020

Limited ortaklık 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 573. maddesinde tanımlanmıştır. Bu düzenlemenin 1. fıkrasına göre, limited ortaklık bir veya daha çok gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulur, esas sermayesi belirli olup, bu sermaye esas sermaye paylarının toplamından oluşur.


Ayrıca TTK 573/II’ ye göre, ortaklar ortaklık borçlarından sorumlu olmayıp, sadece taahhüt ettikleri esas sermaye paylarını ödemekle ve ortaklık sözleşmesinde ön görülen ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerse, ortaklık alacaklılarına karşı değil, ortaklığa karşıdır.


Bu şekilde ortakların ortaklık borçlarından sorumluluklarının bulunmaması nedeniyle, limited ortaklıkta alacaklıların korunması özel bir önem taşır. Kanun koyucu TTK’nın bir çok yerine getirdiği düzenlemelerle bunu doğrudan ve dolaylı olarak ifade etmiştir.


1) Limited Ortaklıkta Ortakların Yükümlülükleri ve Hakları

a) Ortakların Hakları

  1. Kardan pay alma hakkı

  2. Oy hakkı

  3. Yönetime katılma hakkı

  4. Rüçhan hakkı

  5. Tasfiye bakiyesine katılma hakkı

  6. Özel denetim isteme hakkı

  7. Bilgi alma ve inceleme hakkı ile sorumluluk davası açma hakkı

  8. İptal ve butlan davası açma hakkı

b) Ortakların Borçları

  1. Sermaye koyma borcu

  2. Sadakat borcu

  3. Rekabet yasağına uyma borcu

  4. Ek ödeme ve yan edim yükümü

  5. Kamu borçlarından sorumluluk şeklinde özetlenebilir.

Yazımızın asıl inceleme konusunu limited şirketlerde ıskat usulü oluşturduğundan, ıskat usulünün doğrudan ilintili ve ilişkili olduğu ortakların sermaye koyma borcunun üzerinde detaylı durmakta ve ayrı bir başlık altında incelemekte yarar bulunmaktadır.


2) Limited Şirkette Ortakların Sermaye Koyma Borcu

Limited ortaklıkta hiç kuşkusuz ortakların asli yükümlülüğü sermaye koyma borcudur. Limited ortaklığın sermaye ortaklığı olması nedeniyle bu doğal bir sonuçtur. Limited ortaklıkta ortağın sermaye koyma borcu, kuruluşta ve sermaye artırımında bir esas sermaye payının üstlenilmesiyle birlikte doğar.


Limited şirkete ayni veya nakdi sermaye konabilir. Emek ve ticari itibar sermaye olarak getirilemez. Limited şirkete ayni sermaye getirilmesi halinde, ilgili sicillere tescil işlemi, şirket veya ticaret sicili memuru tarafından derhal yapılır. (TTK Madde 128)


Sermaye borcunun nakdi kısmının dörtte biri peşin olarak ödenmelidir. Bu kural sermaye artırımında pay taahhütlerinde de geçerlidir. (TTK Madde 590)


6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 585. Madde hükmü gereği anonim şirket hükümlerine yapılan atıf dikkate alındığında, sermaye borcunun muacceliyet tarihi şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla belirlenir. Şayet belirlenmemişse, müdürler sermaye borcunun ödenme zamanını belirleyerek ortaklara ödeme çağrısında bulunabilirler. Ödenmeyen sermaye borçlarının takibi ve tahsili müdürlerin yetki ve sorumluluğundadır.


Sermaye koyma borcunu süresi içinde yerine getirmeyen pay sahibi ihtara gerek olmaksızın temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür. Ayrıca yönetim kurulu mütemerrit pay sahibini, iştirak taahhüdünden ve yaptığı kısmi ödemelerden doğan haklarından yoksun bırakmaya yani pay sahibini şirketten çıkarmaya veya ıskat etmeye ve bu payı satıp yerine başkasını almaya yetkilidir.


Anonim ortaklıklarda olduğunun aksine mülga 6762 sayılı Ticaret Kanunu ile Limited Ortaklıkta kural olarak sermaye paylara bölünmüş değildir. Eski TK döneminde uygulama bulan her ortak için bir pay ilkesi terk edilmiş ve sermayenin kanuna uygun olarak farklı itibari değerde paylara bölünebilmesi imkanı getirilmiştir. Uygulamada ise Eski Ticaret Kanunu döneminde kurulan Limited Ortaklıklarda her bir ortağın birbirine eşit olması zorunlu olmayan birer paya sahip oldukları görülmektedir. Bu durumdaki Limited Ortaklıklarda ıskat kararı alınmadan önce mutlaka ıskat konusu edilecek sermaye payının bölünmesi için Genel Kurul kararı alınması zorunluluğu doğmaktadır. Bu zorunluluk nedeni ile her otak bir paya sahip olan limited ortaklıklarda ıskat yaptırımının uygulanması daha güç olmaktadır.


Şirket sözleşmesiyle pay sahipleri, temerrüt halinde cezai şart ödemekle yükümlü tutulabilirler (TTK Madde 482/3). Şirketin tazminat hakkı da bulunmaktadır.


Temerrüde düşen pay sahibinin ıskatı ve cezai şart uygulanabilmesi için, müdürler tarafından mütemerrit pay sahibine ihtarda bulunulur. Bu ihtarda mütemerrit pay sahibinin temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi , aksi takdirde ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun  bırakılacağı ve cezai şart talep edileceği bildirilir (TTK Madde 483/1).


Pay bedelini ifa borcunu yerine getirmeyen ortağın ıskatına ilişkin usul kuralları, TTK’nın 483. maddesinde sıkı şekil şartlarına bağlanmıştır. Söz konusu maddede belirtilen ıskat prosedürüne uyulmaması halinde yapılan işlem hukuken sakat olacaktır. Bu kapsamda ıskat usulü aşağıda sistematik olarak açıklanmıştır.


a) Mütemerrit Ortağa Usulüne Uygun Olarak Çağrıda Bulunulması

Sermaye koyma taahhüdü süresi içinde yerine getirilmeyen payların bedelleri, TTK’nın 481. maddesi kapsamında öncelikle müdürler tarafından şirket sözleşmesinde başkaca hüküm bulunmadığı takdirde, ortaklardan ilan yoluyla istenir. İlanda, ödenmesi istenen sermaye borcunun oranı veya tutarı ile ödeme tarihi ve ödemenin nereye yapılacağı açıkça belirtilir.


Söz konusu çağrıya rağmen ödemenin yapılmaması halinde ortak hakkında ıskata başvurulabilmesi için TTK’nın 483. maddesinde öngörülen çağrı usulünün ayrıca uygulanması gerekmektedir. Sermaye koyma borcunu yerine getirmeyen ortağın şirketten çıkarılabilmesi için anılan maddenin birinci fıkrası çerçevesinde müdürler tarafından mütemerrit ortağa, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ile şirket sözleşmesinin öngördüğü şekilde ilan yoluyla ve şirket internet sitesi açmakla yükümlü ise internet sitesinde yayımlanacak bir mesajla ihtarda bulunulması şarttır.


Ancak bahsi geçen maddenin ikinci fıkrasında ise nama yazılı pay senetlerinin sahiplerine bu davet ve ihtarın, ilan yerine iadeli taahhütlü mektupla ve internet sitesi mesajı ile yapılacağı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, limited şirket tarafından pay senedi çıkarılmamış olsa dahi ortaklara davet ve ihtarın, ilan yerine iadeli taahhütlü mektupla yapılması yeterlidir.


b) Ortağa Yapılan Çağrıda Sermaye Borcunu İfa İçin Bir Aylık Süre Verilmesi

TTK’nın 483/I. maddesi gereğince, mütemerrit ortağa gönderilen ihtarda veya yayımlanan ilanda ya da iadeli taahhütlü mektupta söz konusu  ortağın  temerrüde konu olan tutarı bir ay içinde ödemesi, aksi halde, ilgili paylara ilişkin haklarından yoksun bırakılacağının açıkça belirtilmesi zorunludur.


Dolayısıyla ödeme için verilecek süre bir aydan az olamaz. Bahsi geçen bir aylık süre, iadeli taahhütlü mektubun tebliğ edildiği, ilan yapılan durumda da ilanın Sicil Gazetesinde yayımlandığı tarihten itibaren başlar.


Bir aylık süre, tebligat veya ilan ayın hangi günü yapılmışsa bir sonraki ayın bunu karşılayan gününde dolmuş olur.


c) Müdür/ Müdürler Kurulu Tarafından Iskat Kararının Alınması

TTK, sermaye koyma borcu nedeniyle temerrüde düşen ortak hakkında ıskat kararı alma yetkisini anonim şirketlerde yönetim kuruluna vermiştir. Yönetim kurulunun, limited şirketlerdeki muadili ise müdür, birden fazla müdür varsa müdürler kuruludur. O halde, limited şirketlerde bu yetki müdürlere aittir.


Müdürlerin bu yetkiyi, şirket sözleşmesi ya da bir kararla genel kurula veya oluşturulacak kurul ya da komitelere devredemeyeceği, ayrıca müdürlerin söz konusu yetkiden feragat da edemeyeceği öğretide kabul edilmektedir.


Müdürlerin ıskat kararını makul bir süre içinde alması, ortağın haklarına zarar verecek kadar uzun bir süre bekledikten sonra almaması gerekir.


Müdürlerin ıskat kararında, ıskat edilen ortağın adı soyadı/unvanı, payın itibari değeri, pay senedi çıkarılmış ise bunların numarasına yer verilir.


Verilen bir aylık sürenin sonunda sermaye borcunun ödenmemesi halinde müdürler, sürenin dolduğu günden sonraki ilk günden itibaren ortak hakkında ıskat kararı alabilir. Ancak, sermaye borcu bir ay içerisinde ödenmediği takdirde, her durumda ıskat kararı alınması zorunlu değildir. Eşit işlem ilkesine uygun davranmak kaydıyla müdürler, ıskat kararını uygulayıp uygulamamakta serbesttir. Ancak, uygulanmadığı hallerde niçin ıskat kararının alınmadığının objektif bir şekilde açıklanabilmesi gerekir.


d) Ortağın Şirketten Çıkarılmasına İlişkin Kararın Tescil ve İlan Ettirilmesi

Anonim şirketlerde ıskat usulünün düzenlendiği TTK’nın ilgili hükümlerinde, pay bedelini ifa borcunu yerine getirmeyen anonim şirket pay sahiplerinin şirketten çıkarılması halinde buna ilişkin kararın tescil ve ilan ettirileceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır.


Ancak öğretideki baskın görüşe göre bu hususa ilişkin uygulamanın limited şirketlerde farklı olması gerektiği kabul edilmektedir. Zira anonim şirketlerde pay sahipliğindeki değişiklikler ve esas sermaye paylarındaki geçişler tescile tabi değilken, limited şirketlerde TTK’nın 598. maddesi uyarınca söz konusu işlemlerin ticaret siciline tescili zorunludur. Buradan hareketle, sermaye koyma borcunu ifa etmeyen limited şirket ortaklarının şirketten ıskat edilmesi halinde bu işlem, müdürler tarafından şirket merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmelidir.


Ticaret siciline yapılacak başvuruda ise; mütemerrit ortağa yapılan davet ve ihtarların birer suretinin, ortağın şirketten çıkarılmasına ilişkin müdür/müdürler kurulu kararının noter onaylı örneğinin ve şirketten çıkarılan ortağın paylarının akıbeti hakkında ilgili diğer kararların sicil müdürlüğüne ibraz edilmesi uygun olacaktır.


3. Limited Ortaklıkta Iskat Kararının Sonuçları

Iskatın, ortaklar açısından iki etkisi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, ortağın temerrüde konu paylarla ilgili ortaklık sıfatını yitirmesi; ikincisi de ortağın pay için yaptığı kısmi ödemelerden mahrum bırakılmasıdır. Söz konusu ödemeler, TTK’nın 519/II-b. maddesi çerçevesinde genel kanuni yedek akçeye eklenir. Bununla birlikte, ıskat, ortağın temerrüt konusu paylar haricinde bedelleri ödenmiş başka paylarının bulunmaması durumunda şirketten çıkarılması sonucunu doğurur.


Diğer taraftan müdürler, mütemerrit ortağın payını satıp yerine başkasını almaya ve kendisine verilmiş pay senedi varsa bunları iptal etmeye yetkilidir. Satış, mevcut ortaklara yapılabileceği gibi üçüncü kişilere de yapılabilir. Iskat konusu payların, müdürler tarafından dürüstlük kuralına ve eşit işlem ilkesine uyarak gerçek değer üzerinden satılması, satış sonucunda elde edilen bedelin, eski ortağın borcunu aşması halinde aşan kısmın kanuni yedek akçeye eklenmesi, satış sonucu elde edilen bedelin eski ortağın borcunu karşılamaya yetmemesi halinde ise TTK’nın 483/III. maddesi kapsamında eski ortağın sorumluluğuna gidilmesi, söz konusu payların satışının gerçekleştirilememesi durumunda sermayenin azaltımı yoluna gidilerek şirket sermayesinin mevcut duruma uygun hale getirilmesi gerekir.


Son olarak 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ nun 593 ve devamı hükümleri uyarınca şirket sözleşmesinde aksi öngörülmedikçe, ıskat konusu payların mevcut ortaklara ya da üçüncü kişilere devrine ilişkin müdürler tarafından alınan kararın geçerlilik kazanması için genel kurulun da bu devre onay vermesi şarttır.

1.173 görüntüleme

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page